KIL DÖNMESİ İYİLEŞME AŞAMALARI

KIL DONMESİ HASTALARININ DEPHYTO MİLANO  PFT PLUS KULLANIRKEN GEÇİRDİKLERİ DÖNEMLER

  • Kıl dönmesi sorunu olan kişilerde sinus ağızları bulunur.
  • Bazı hastalarda çok şiddetli ağrılar oluşur ve bu ağrılar kişinin günlük hayatını olumsuz etkiler.
  • Tedavi süresi problemin boyutuna bağlıdır. Deri altındaki kıl yumağının boyutu arttıkça tedavi süresi de buna bağlı olarak uzar.
  • Hasta akıntıları oluşmaya başladığında bu sorunun kendisinde yeni oluştuğunu düşünür. Ancak akıntı derı altında kıl yumağının oluşmaya başladı tarihten itibaren yaklaşık 2 yıl sonra meydana gelir.
  • DEPHYTO MİLANO PFT deriye uygulandığında ilk 5-10 dk yanma meydana gelebilir. Daha sonra kesilir.
  • Ürünü kullanmaya başlayan kişilerde ilk 1-2 hafta içerisinde ağrılarında hissedilebilir bir şekilde azalma olur ve zaman içerisinde ağrıları kesilir. ( akıntı olduğu dönemlerde hafif bir ağrı-acı meydana gelebilir)
  • Akıntısı olan hastalarda ilk başta akıntı kesilir ve daha sonra tekrar dan akıntı oluşur (tedavi süresince dönem dönem kanama-irin şeklinde akıntılar oluşacaktır)
  • Akıntı kesildikten sonra problemli bölgede çok hafif şişlik oluşur. Bu şişlik bir dahaki akıntı oluşumuna kadar büyür bu dönemde şişlik serttir. Daha sonra şişlik yumuşar ve akıntı oluşur.
  • Akıntısı-ağrısı-acısı kesilen şişliği tamamen inen hastalara ürün yaklaşık 15 gün kadar daha kullandırılır. Bu dönem içerisinde tekrardan şişlik oluşmaz ise hasta ürünü kullanmayı bırakabilir.
  • Tedavi tamamlandığında sinus delikleri açık olacaktır. Bu delikler zaman içerisinde kapanacaktır. (Dephyto Dermo E krem’in kollojen sentezini destekleme özelliği olduğu için isteğe bağlı olarak 1 ay süre ile kullanılabilir.)
  • DEPHYTO MİLANO PFT hassas ciltlerde tahriş yapabilir. Böyle bir sorunla karşılaşan kişi 1 hafta süre ile DEPHYTO MİLANO  PFT i kullanmayı bırakacak sadece Dephyto Dermo E krem i uygulayacaktır. Daha sonra tekrardan DEPHYTO MİLANO  PFT i kullanmaya başlayabilir.
  • Bu ürünün etki mekanizması için 2 hipotezimiz bulunmaktadır.
    1. Deri altında bulunan kılın keratin yapısının bozularak dışarıya iltihap şeklinde atılması.
    2. DEPHYTO MİLANO PFT in deri altında bulunan kılın çevresini bir çeper gibi sararak vücuda zarar vermesini önlemesi.

Pilonidal sinüs hastalığında kılların giriş bölgesi sinüs ağzı olarak bilinir. Hastalığın en sık bulgusu  anüsün 3-5 cm yukarısında sakrokoksigeal bölgede bir yada birden fazla sinüs ağzının varlığıdır. Sinüsün içerisinde serbest kıllar bulunur ve bu serbest kıllara karşı vücudun oluşturduğu yabancı cisim reaksiyonu sebebiyle enflamasyonlu ağrılı bir şişlik bulunur. Enfeksiyon sebebiyle belirtilen bölge kırmızı ve hassas hale gelebilir. Enfeksiyon şiddetli olursa ateş , halsizlik ve bulantıya sebep olabilir.  Enflamasyon genelde üst tarafa ve her iki lateral tarafa doğru ilerler ve bunun sonucunda ikincil sinüs ağızları oluşur. Subakut yada kronik sinüs akıntılara neden olur. Bu akıntılar hafif mukoid yapıdan tam pürülan yapıya kadar değişkenlik gösterir.

  • Bir çay kaşığı dolusu polifenollerden zengin losyon sorunlu bölgeye uygulanır ve bu bölgeye iki ya da üç dakikalık bir süre itibariyle masaj yapılır. Ardından söz konusu sorunlu bölge bir gazlı bez ile kapatılır ve bu gazlı bez sorunlu bölge üzerinde sabaha kadar tutulur. Sabah olduğu zaman ilaçlı bölge temizlenir ve nemlendirilir. Tedavi günlük olarak bu şekilde devam ettirilir.
  • Şiddetli ağrı ile meydana gelmiş iltihaplı şişlikten gelen akıntılar krem uygulamasının ilk dönemlerinde kesilir. Daha sonraki dönemlerde akıntı tekrar başlar. Aynı zamanda iltihap sebebiyle oluşmuş ağrı krem uygulamasına başlanmasıyla giderek azalır ve sonunda ağrılar kesilir.
  • DEPHYTO MİLANO PFT  hassas bir cilde sahip olan kişilerde kullanımın başında hafif bir yanma hissine sebep olabilir, bu his daha sonra azalarak kaybolur.
  • Doğal polifenoller pilonidal sinüsü iki mekanizma aracılığı ile ortadan kaldırmaktadır:  ilk olarak Polifenoller yara bölgesi kapsamında yer alan mikroorganizmaları ortadan kaldırır. Polifenoller pilonidal sinüs ile ilişkili boşlukları kaplar ve doldurur. Bu şekilde polifenoller atmosferik oksijenin mikroorganizmalara ulaşmasını engellemiş olur. Polifenoller aynı zamanda mikroorganizmaların kan ve komşu dokular kapsamında mevcut durumda olan oksijeni kullanmalarına da engel olur. Bu etkileri etkili antioksidan etkinlikleri ile (tampon etkisi) oluştururlar. Polifenoller fagositlerin hastalıklı alana yönelik kemotaksisini artırır. Buna ilaveten, aynı zamanda granülositlerin kapasitesini bakterileri yok etmelerine yetecek kadar artırırlar. Polifenoller aynı zamanda fagolizozomlar kapsamında aktarılan lizozomal enzimlerin faaliyetlerini artırmalarına ve bakterileri yok etmelerine sebep olurlar. İkinci olarak yaraların iyileştirilmesine yönelik gelişmeler de polifenollerin etkileri aracılığıyla elde edilebilmektedir. Polifenoller daha hızlı bir iyileşme sürecinin elde edilmesi için sitokin, interferon ve tümör nekroz alfa (TNF – a) sentezleri etkinleştirir. Diğer bir deyişle, polifenoller anti – inflamatuar faaliyetleri uygularlar ve yaranın iyileşme süresinin daha iyi bir şekilde devam etmesine sebep olurlar. Böylece, sağlıklı fibrin oluşumu ve kolajen sentezi yaranın daha iyi bir şekilde iyileşmesine ve sonuç olarak da pilonidal sinüsün daha iyi bir iyileşme süreci göstermesine sebep olur. Bu nedenden ötürü, pilonidal sinüs yarası, polifenollerin aşındırıcı servisitleri iyileştirdiği  şekilde iyileşme gösterir.
  • Ürün kullanımının bırakılması için hastada ağrı, acı, iltihaplı şişlik ve akıntı gibi belirtilerin hepsinin kaybolması gerekmektedir. Belirtilerin geçmesiyle birlikte ürün 15- 20 gün daha aynı şekilde kullanılmaya devam edilmelidir. Belirtilen süre zarfında sorunlu bölgede tekrardan enflamasyonlu bir şişlik oluşursa ürün bırakılmamalı aynı disiplinde kullanılmaya devam edilmelidir.