NEDEN DEPHYTO

Neden Dephyto?

Pilonidal Sinüs (Kıl Dönmesi) sorunu günümüzde yaygınlaşan bir hastalık türüdür.

“Polifenol Yöntemi” başlığıyla European Journal of Dermatology’de yayınlanan kremin etkinliği; 192 Kıl Dönmesi hastası üzerinde yapılan 12 haftalık bir çalışmada % 86.5 iyileşme oranıyla başarısını kanıtlamış ve tıp tarihinde yerini almıştır.

Cilt yüzeyinden krem uygulaması ile hastalıklı alan herhangi bir ameliyata ihtiyaç olmadan pratik ve ekonomik olarak hızla tedavi edilebilmektedir.

Dephyto Kullanıcı Yorumları | Esin KESGİN

Merhabalar, 4-5 yıl önce kıl dönmesi şikayetlerim başladı. Bölgenin bu konuda en iyi uzmanı bir profesöre muayene oldum. Ayrıca diğer doktor arkadaşlara da danıştım. Doktor muayene sonucunda ameliyata karar verdi fakat ben istemedim. Doktor eğer ameliyat olmazsam akıntı, apse gibi şikayetlerimin sürekli yenileyeceğini söyledi. 2 ay önce arkadaşım internetten böyle bir ürünün var olduğunu öğrenmiş ve bana söyledi. Şikayetlerim devam ettiği için hemen sipariş verdim. 1 ay sonunda şikayetlerim bitti. Genel Cerrahi Uzmanına muayene oldu ,ultrason çektirdi (ultrason raporunu da ekte gönderiyorum) ve bana kistin yok olduğunu söyledi. Çok mutluyum.

Dephyto Kullanıcı Yorumları | Türkan Kar

Merhabalar, Öncelikle şu anda bu satırları okuyanlara geçmiş olsun diyorum.. Ben 2002 te kıl dönmesi sorunuyla karşılaştım.. 2003 te flap kaydırma yöntemiyle ameliyat oldum.. çok başarılı bir operasyondu.. 8 sene hiç bir tekrarlama ve ya şikayetim olmadı.. 25 kilo şişmanladıktan sonra bir etkisi var mı bilmiyorum.. 2010 da tekrar bir şişlik hissettim.. Şişlik yavaş yavaş büyümeye başladı.. 2011 şubatında artık oturmak rahatsızlık vermeye başlamıştı ki patladı.. ve iltihap akmaya başladı.. bir akıntıyla dolaşmak mümkün değil.. Bende bunun üzerine internette kıl dönmesi probleminin çözüm yöntemlerini araştırmaya başladım.. şu anda sizin yaptığınız gibi.. bir çok şey okudum.. 5 defa ameliyat olan okudum.. açık ameliyat olduğu halde nüks eden okudum.. tedavi yöntemleri arasında cerrahi müdahaleler, fenol yöntemli operasyonlar, dephyo kremi, ısırgan otunu, karamerhemi gördüm.. ilk önce fenol yöntemli tedavi uygulayan 2 farklı cerraha gittim.. cerrahlardan biri daha önce flap kaydırma yöntemiyle dikişler kapatıldığı için yani tamamen kapatma dikişinden dolayı bir ihtimal deri altında iki derinin birleşmeme durumu olabileceğini dolayısıyla bu yöntemin benim üzerimde % 50 bir başarı şansına sahip olabileceğini söyledi.. normal ameliyatı da ben istemedim.. çünkü görüldüğü gibi tekrar nüks ediyor.. anlamsız yere tekrar tekrar bıçak altına yatmanın manası yok dedim.. ki beni yapsalar açık ameliyat (yani çıkardıkları yeri açık bırakacaklardı, dikmeyeceklerdi) yapacaklardı ki zaten hasta için iyileşme dönemi ağrılı bir yöntemdi bu.. ısırgan otu kürü ile karamerhemi denedim çaresizlik içinde.. en ufak bir faydası dokunmadı.. dephyto kremi niye en son düşündüm.. çünkü bana ilk başta evde uygulaması zor gibi göründü.. yani ya kuyruk sokumundaki derim açılırsa ya çok kan akarsa gibi şu anda yazarken bile oldukça komik bulduğum tamamen hasta piskolojisiyle düşündüğüm durumlar aklıma geldi.. ama baktım benim için en iyi çözümdü.. aslında şu an düşünüyorum herkes için en iyi çözüm.. neden? çünkü bir hastalığı tedavi etmek için önce en basitten başlarsınız.. yani bu her zaman böyledir.. önce doğal yöntemleri uygularsınız.. olmadı kremler denersiniz.. olmadı hafif operasyonlar diyebileceğimiz fenol yöntemlerine başvurursunuz.. hiç olmadı normal ameliyat olursunuz.. tedavinin de kendi içinde bir silsilesi vardır.. yani en basit yöntemleri denemeden gidip en zorundan başlanmaz üstelik böylesine yerli yersiz tekrar edip duran bir hastalık söz konusuysa.. Dephyto kremi ben mart 2011 de başladım kullanmaya.. 7 ay kullandım.. şişlik ağrı akıntı kaşıntı tüm bunlar yavaş yavaş azalmaya başlıyor ve yok oluyor bi süre sonra.. uygulaması ise çok basit.. sabah yapıcı kremi.. akşamda içerideki iltihabı dışarı çıkartıcı etkiye sahip kremi sürüyorsunuz.. ben kuyruk sokumuna gazlı bez sıkıştırıyordum.. yapıştırmıyordum herhangi bir şeyle gazlı bezi.. zaten kilolu bir insan olduğum için.. orada kendiliğinden duruyordu.. tuvalet yapmada çıkarıyordum.. sonra tekrar koyuyordum.. yani tuvalette hiç bir sıkıntı yaşanmıyor.. sabah akşam sürmekte bir sıkıntı yaratmadı.. ilk başlarda annem sürüyordu.. sonra ben sürmeye başladım.. 5 dk sabah 5 dk akşam.. 24 saatte sadece 10 dakikanızı alıyor.. ve kesinlikle ameliyat olmaktan daha kolay.. ben bugün (29.11.2011) cilt altı ultrasonu çektirdim.. Sonuç aynen şöyle: Nüks pilonoidal kist lehine sonografik bulgu mevcut değildir.. yani geçmiş.. size de geçmiş olur inşallah.. sorularınız olacağını tahmin edebildiğim için e-postamı yazıyorum.. çok sık kullandığım bir adresim değil ama arada bakmaya ve sorularınızı cevaplamaya vakit ayırırım elbette.. turkankar@yahoo.com.tr

Kremle Kıl Dönmesi Tedavisi

Ofis ortamında, bilgisayar başında uzun süre ve kaykılarak oturmak hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır. Kıl Dönmesi hastalığını ameliyat ile çözmeye çalışan aktif birinin 15-30 gün evde yatması ciddi bir sorun olmaktadır. Bu durumu çözmeye çalışan çağdaş tedavi kurumları, değişik tedavi seçenekleri uygulayabilmektedir.
Bunların en yaygın bilineni gümüş (gümüş nitrat – nitrat de argant ) tedavisi ve fenol ( phenol – kristalize formik asit – kristalize fenol ) tedavisidir. Bu tedavi yönteminde kullanılan gümüş molekülü kanserojen risk taşımaktadır. Bu tedavi yöntemleri ilk uygulandığı dönemlerde giriş deliği alınmadığı için daha sık tekrarlamaktaydı ve bu konuda uzman hekimlerin eleştirisini almaktaydı.

Son zamanlarda uygulayıcı sayısının artışıyla birlikte tedavi yöntemlerine yenilikler eklenmektedir. Hasta sayısının fazlalığı sayesinde geliştirilen yöntemlerin en etkilisi; European Journal of Dermatology’de yayınlanan; 192 hasta üzerinde yapılan klinik çalışmada % 86.5 iyileşme oranıyla başarısını kanıtlamış ve ismi Dephyto Yöntemi olarak Türk Tıbbının hizmetine sunulmuştur.

Laboratuvar olarak klinik çalışmalarla geliştirdiğimiz polifenol yönteminin farkları şu şekilde özetlenebilir; Klasik ameliyatlarda asıl hastalıklı alan olan sinüsü çıkarmak için cilt 12-25 cm kesilir oluşan açıklık ya açık bırakılır yada çeşitli şekillerde dikilir veya aynı sinüsü cildi 1-1,5 cm keserek delikten çıkarıp oluşan 1 cm – 1.5 cm açıklığı gizli dikişlerle kapatılır. Dephyto yönteminde; topikal (cilt yüzeyinden) Dephyto Krem uygulaması ile hastalıklı alan herhangi bir ameliyata ihtiyaç olmadan tedavi edilebilmektedir.

Bu sayede hasta her akşam uyguladığı Dephyto Krem tedavisinden hemen sonra aktif yaşantısına ve işine devam edebilmektedir.

Cilt altında ameliyatlardan kaynaklanan yabancı bir cisim kalma ihtimali olmamakla birlikte kimyasal ajanlar kullanmayı gerektirmeyen herhangi bir operasyona ihtiyaç duymayan, etkisi kanıtlanmış, Dünya’nın ilk ve tek topikal (cilt yüzeyinden) ameliyatsız tedavi yöntemi olan Polifenol yönteminin üstünlükleri şu şekilde sıralanabilir;

  • İş gücü kaybı yoktur.
  • Klasik ameliyat sonrası 15 gün yüz üstü toplam 1-2 ay istirahat önerilirken polifenol yönteminde kişi aynı gün işine veya aktif yaşantısına devam edebilir.
  • Ameliyattan kaynaklanan ağrı olmaz.
  • Açık ameliyatta gerginlik sebebiyle ciddi ağrı olurken bu yöntemde ağrı kesici almayı gerektirmeyecek düzeyde ağrı olabilir.
  • Ameliyat sonrası yapılan düzenli pansuman bakımı gerekmez.
  • Kapalı ameliyatta 15 gün pansuman (açık ameliyatta 2-5 ay) ve yara bakımı gerekirken polifenol yöntemiyle tedavi edilen birey aktif yaşamına devam edebilir.
  • Tekrar ihtimali düşüktür.
  • Klasik ameliyatlarda % 5 – 40 arasında değişen kıl dönmesi hastalığının tekrar ihtimali yöntemimize oranla yüksek seviyededir.
  • Narkoz ve lokal anestezi riski yok.
  • Ameliyatta kullanılan uyuşturma teknikleri polifenol yönteminde bulunmamaktadır.

İltihap riski;

Ameliyat edilmiş bölgede iltihaplanma riski vardır. Dephyto yönteminin antiinflamatuar etki mekanizması sayesinde ise oluşan iltihap doğal yollardan dışarı atılır.

Yara izi;

Ameliyatlarda arka planda kaldığı için önemsenmeyen özellikle bayanlarda Z plasti (flap yöntemlerinin tümü) ameliyatlarından sonra her bir bacağı 8-14 cm uzunluğunda Z harfi şeklinde büyük bir iz kalan yöntemler bulunmaktadır. Dephyto yöntemi tedavisinde hiçbir ameliyat izi bulunmamaktadır.

Dephyto İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular :

S: Krem ne kadar zamanda etkili olur?

C: Kremin “etki süresi” problemin boyutu ile alakalıdır. Bunu üç şekilde kategorize edebiliriz:

( 1 ) Ameliyat olunmamış 0-2 yıllık dönem: Bu dönemde ameliyat olmadan problemi yaşamış olanlarda DEPHYTO‘ nun etki süresi ortalama bir aydır. Ameliyat olmamak ürünün etkisini arttırmaktadır. Zira, iyileşme dönemi için gerekli olacak dokular, hasarlı olmasına rağmen, yerinde durmaktadır. Özellikle yağ dokusunun varlığı; deri ile kuyruk sokumu arasındaki dengeyi sağlaması, derinin sarkmasını engellemesi ve insan hareket halinde iken o bölgede kararlı bir yapı oluşturması yönlerinde oldukça önemlidir.

( 2 ) Ameliyatsız,fakat, 2 yıldan fazla olan dönem: İki yılın üstünde ameliyat olmadan “kıl dönmesi” problemi yaşayanlarda DEPHYTO‘nun etki süresi ortalama iki aydır. İyileşme döneminin uzaması, problemin derinlik kazanmasındandır. Durumu bir örümcek ağına benzetebiliriz. Örümcek ağını nasıl kapsamlı ve detaylı örüyor ise fistüller de dokular arasında o şekilde yayılmaktadır. Gerekli önlemler alınmadığı için geniş bir alana yayılmış olan enfeksiyonun bertarafı zaman almaktadır. Ürünlerin düzenli ve disiplinli kullanımı problemi daha erken de bitirebilmektedir

( 3 ) Ameliyat olmuş, fakat iyileşememiş veya nüks gerçekleşenlerdeki durum: Bu tür “kıl dönmesi” problemi yaşayanlarda DEPHYTO‘nun etki süresi iki ila üç ay sürmektedir İyileşme için gerekli olacak dokuların olmaması ve ameliyatla problemli alanın sınırlarının daha da genişletilmesi iyileşme sürecini aksatabilmektedir. Ürünlerin düzenli ve disiplinli kullanımı problemi daha erken de bitirebilmektedir.

S:Dephyto Krem deri yüzeyine sürülüyor. Deri altına nasıl etki yapmaktadır?

C: Dephyto polifenol kremi deri altına ”difüzyon” ile geçmektedir. Diğer bir tabirle deri tarafında emilmektedir. Ayrıca, fistüllerin içine geçerek en derin noktalara ulaşarak enfeksiyonu yok etmektedir. Ürünlerin zehirleme ve mutajenik özellikleri yoktur.

S:Ürünleri ilk kullandığım zaman yanma yapıyor. Bu normal bir durum mu?

C:Genelde oluşan bir durum değildir. Bazı kullanıcılarda enfeksiyon bölgesinde ortalama ‘ bir hafta’ süren ve problemin bertaraf olduğunu gösteren bir durumdur. Yüzeysel bir yanma şeklinde ortaya çıkan bu durum, 2-10 dakika arası sürmekte ve gün geçtikçe (enfeksiyon azaldıkça) yanma da kaybolmaktadır.

S:Ürünlerin uygulanması süresince kanama, irin ve şişlik ortadan kalkıyor. Fakat bir süre sonra bu problemler kendini tekrar gösteriyor. Bu problemlerde tamamen nasıl kurtulurum?

C:Bu durum normaldir ve tamamı ile problemin “kaynağından ve geçmişinden” gelmektedir. Kıl dönmesi ( pilonidal sinüs) problemi 0-2 yılları arası yaşanan ve ameliyat olmamış kişilerde bu durumu bir veya iki defa olmak üzre nadiren görmekteyiz. Daha çok ameliyat olmuş veya uzun yıllar bu problemlerle yaşayanlarda sıkça karşılaştığımız bir durum. Ürünün etki süresi ile alakalıdır. Düzenli ve sabırlı kullanmaya devam etmek gerekmektedir.

S:Normalde bir tane küçük sivilce ya da tek fistülüm olduğu halde ürün kullanmaya başladıktan sonra delik sayısı artıyor?

C: Bu tamamen normal bir durum.Fistülü daha önce belirttiğimiz gibi örümcek ağlarına benzetebiliriz. Küçük sivilce olarak gördüğümüz alanın altında geniş bir enfekte kısım sözkonusudur. Polifenollerin etkisi ile enfekte alanda bulunan inflamasyonu dışarı çıkaracak yeni delikler oluşmaktadır.Tedavi sonucunda collagen sentezi desteği ile bu delikler 3-6 ay sonra kapanmaktadır.(Bknz: Yara delikleri tedaviden sonra kapanıyor mu?)

S: Polifenol Yöntemi “enfeksiyonun bertarafı” ve ” kollajen sentezi” ile derinin sağlamlaştırılması üzerine kurulmuş. Şayet problemin kaynağı kıl ise kıl ne olmaktadır ?

C: Kıl daha çok 18 amino asit içeren ” keratin ” isimli proteinden oluşmaktadır. Vücudun savunma sistemi bu maddenin DNA’sını tanımaktadır.Bu şekilde iki ihtimalden biri gerçekleşmektedir:

Birinci İhtimal; Her ne kadar sistem tarafında tanınsa da kıl yabancı bir doku gibi zararsız biçimde o bölgede kalmaktadır. Bunu, vücuda saplanan bir kurşunun veya ameliyatta vücutta unutulan makasın bünyeye zarar vermeden insanda kalması gibi bir örnekle anlatabiliriz.

İkinci İhtimal ; Kıl zamanla ” fogasitif hücrelerle” yakılmakta ve ” fogasitoz” sonunda da vücuttan atılmaktadır.

S: Yara delikleri tedaviden sonra kapanıyor mu ?

C:Delikler tedaviden hemen sonra kapanmamaktadır. Deliği çevreleyen epitalyan dokunun ortadan kalkması ve derinin eski halini alması belirli bir süre almaktadır. Bu süre ortalama üç aydır. Burada önemli olan deliğin varlığından çok, bölgenin enfeksiyona maruz bırakılmamasıdır. Durumu örneklendirirsek; suyu çekilmiş bir kuyu düşünelim. Su üretmeyen ve ayrıca zamanla içi kum ve taşlarla dolan bu kuyu, belirli süre zarfında kapanacaktır. Kuyunun tamamen kapanması için içine su boşaltılmamalı veya yağmur suyu girmemelidir. Bu örnekten hareketle, kuyudaki suyu enfeksiyon olarak teşbih edersek problemin bulunduğu bölgede aşağıdaki günlük bakımların düzenli ve disiplinli bir şekilde yapılması gerekecektir.

( 1 ) Her gün banyo yapılarak problemli bölgenin sabunla veya özel dezenfektanlarla temizlenmesi.
( 2 ) Gün boyu problemli bölgenin terden ve yabancı maddelerden ( kıl, tüy gibi ) uzak tutulması için temiz bir bezle kapatılması.
( 3 ) Problemli bölgenin düzenli olarak tıraş edilmesi veya tüy dökücü kremlerle kılların bertaraf edilmesi.

S: Tedavim bittikten sonra sorunum belli bir süre sonra tekrar eder mi?

C:Polifenol yönteminin en önemli özelliği nükse izin vermemesidir. Polifenollerin sahip olduğu kollajen sentezini uyarabilme yetenekleri sayesinde pilonidal sinüs deliğinin kapanmasıyla son bulan tedaviden sonra hastalığın aynı yerden tekrar oluşması mümkün değildir. Ancak hastalığın oluşmasına sebep olan koşullar ortadan kaldırılmazsa ve kişinin bünyesi hastalığın gelişmesine müsaitse hastalık farklı bir yerden başka bir delikle kendisini tekrar gösterebilir. Bu yüzden tedavi sırasında ve sonrasında kişisel hijyene ve bölgenin tercih edilen herhangi bir yöntemle kıllardan arındırılmasına özen gösterilmelidir.